Mart 2016 - WebKafem - Genel BLOG
Yeni Yazılar
Yükleniyor...

31 Mart 2016 Perşembe

30 Mart 2016 Çarşamba

Meclise torba sunmak, sonra içine her şeyi doldurmak

Meclise torba sunmak, sonra içine her şeyi doldurmak
Dilimize Arapçadan geçmedir ama; “Hak” dediğimizde herkes bunun iyi kötü ne anlama geldiğini bilir değil mi?
“Senin hakkın” “Benim hakkım”
“Onun hakkı” “bunun hakkı”
“Bu işin hakkı… “ falan gibi…
Yani aynı toplum içinde yaşayan insanların karşılıklı çıkar ilişkilerindeki “denge”, “ölçü” gibi bir şey:
“Haksızlık etme!”
“Hakkına razı ol”
“Kimsenin hakkı kimseye geçmesin”
……..
“Hukuk” denen şey de hepimizin bildiği işte bu “hak” kelimesinin çoğulu; yani “haklar” demek.Devamı »

Daha ne bekleyebilirdik ki? - Güner Yiğitbaşı

Daha ne bekleyebilirdik ki? - Güner Yiğitbaşı
Cumhurbaşkanımız çok şükür, sağ salim Amerika kıtasına vasıl olmuş.

Ancak, hava limanında kendisini mevkidaşı veya daha alt düzeyde bir tek Amerikalı yetkili karşılamamış, daha önce Amerikaya gitmiş olan bizim kendi Dışişleri Bakanımız tarafından karşılanmış.

Yani biz çalıp, biz oynamış ve kendi yağımızla kavurulmuşuz.

Daha ne bekleyebilirdik ki?

Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, esas itibariyle çok güçlü ve saygın bir devlettir.Bu devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; sağlığında olduğu kadar vefatından sonra da, tüm dünya devletleri tarafından saygı görmüş ve taktir edilmiş,onun askeri ve siyasi dehasına dayalı fikirleri, uygulamaları ve devrimleri,bazı ülkeler tarafından örnek alınmıştır.

Devamı »

29 Mart 2016 Salı

Tek Dil Tek Devlet Meğer Faşizmanın Sloganıymış! - Özdemir İnce

Tek Dil Tek Devlet Meğer Faşizmanın Sloganıymış! - Özdemir İnce
Başka gazetelerde var mı bilmiyorum ama 28 Mart 2016 tarihli Milliyet gazetesinde şöyle bir haber  yayımlandı:[“HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ sözlerini eleştirerek, “Sen faşizm sloganlarını haykırıyorsun. Tek dil, tek millet sloganı faşizmin sloganıdır. Davutoğlu ve Erdoğan yıllardır aynı faşist sloganı tekrarlıyorlar” dedi.

Devamı »

Üzerimizde güçlü bir yelek: Ahlâk yeleği - Tayfun Talipoğlu

Üzerimizde güçlü bir yelek: Ahlâk yeleği - Tayfun Talipoğlu

Fidel Castro, Birleşmiş Milletler’deki ilk konuşmasını yapmak için Amerika’ya giderken gazeteciler, “Kurşun geçirmez yelek giydiğiniz söyleniyor, doğru mu?” sorusu üzerine Castro şöyle yanıt verir: Üzerimde daha güçlü bir yelek var. O da ahlâk yeleğidir.*

Castro’nun bu konuşması belki de ahlâk felsefesi üzerine düşünceler üreten filozofların söylemlerinden bile daha güçlü ve daha yankılıdır. Peki, ahlâk nedir? Tanımdan çok pratiğe bakalım. Ahlâk için neyin yapılıp neyin yapılmaması önemlidir ama unutulmamalıdır ki ahlâkın normları yoktur, son derece öznel bir konudur çünkü nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağının toplumdan topluma değişmesi çok normaldir. Ama insanlığın genel olarak uzlaşmaya vardığı genel ahlâksal değerler vardır ki uzlaşılan bu değerlere ahlâk normları diyebiliriz ve bu ahlâksal normlara karşı gelmemiz insanlığa karşı gelmek kadar tehlikelidir. Tehlikeler de korku yaratır.
Devamı »

Hapse girme özgürlüğü! - Nahit Duru

Hapse girme özgürlüğü! - Nahit Duru

Nasıl bir Türkiye'de yaşıyoruz. CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ileri sürdüğü gibi "ülke yarı açık cezaevi" mi ? Yoksa özgürlüklerin sınırsız olduğu, ileri demokrasinin yaşandığı bir ülke mi?

Bu soruya yanıt vermeden önce 1980 12 Eylül dönemine göz atmak gerekiyor.

ARAYIŞ dergisinde birlikte çalıştığımız kardeşim Mehmet Erdül, bir söyleşisinde benim hapishaneden çıkıştaki bir cümlemden söz edip, sosyal medyada paylaşmış.
Devamı »

ABD Erdoğan’ı Devirecek - Gürbüz Evren

ABD Erdoğan’ı Devirecek - Gürbüz Evren
Amerika Birleşik Devletleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirecekmiş, çünkü Başkan Obama randevu vermemiş.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kirby’e, “ABD, Erdoğan’ı düşürecekmiş” diye sormuşlar. O da “Buna yanıt bile vermem, çünkü çok saçma sapan sözler” cevabını vermiş.
Kirby’i duyanlar, “Aslında Erdoğan’ı düşüreceğiz demek istedi” yorumunu yapıyor.
Devamı »

28 Mart 2016 Pazartesi

Ulus muyuz yoksa ümmet mi? - Gündüz Akgül

Ulus muyuz yoksa ümmet mi? - Gündüz Akgül

Ümmet, Arapça bir sözcüktür. İslam toplumunun tamamını ifade eder. Ümmet, "imam" sözcüğü ile aynı kökten gelmekte olup, her peygamber, birer imam, rehber olarak kabul edilir ve ona tabi olanlara da onun ümmeti denir…
Ümmet, aynı dinden oluşan insan topluluklarında oluşur. Din, ümmet olmanın koşuludur…
Ulus (Millet), çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk…
Ulus tarifinden anlaşılacağı gibi aynı dinden olma koşulu yoktur…
Bu genel anlatımlardan sonra, başlıktaki soruyu neden sorduğumuza gelelim…
Devamı »

Güçlerin Eşit Olmadığı Bir Bilek Güreşi - Güner Yiğitbaşı

Güçlerin Eşit Olmadığı Bir Bilek Güreşi - Güner Yiğitbaşı
Can DÜNDAR ve Erdem GÜL davası; adil yargılanma hakkının ve usul yasalarının, kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir  ülkede olması gereken olağan bir  kamu davası görüntüsünden uzaklaştırılmış, adeta Tayyip Bey ile Can DÜNDAR arasında ceryan eden, güçlerin ve silahların eşit olmadığı, gerçek adaletin tecellisi için davanın tarafları arasında bulunması gereken silahların eşitliği ilkesinin çiğnendiği,hukuken sorumsuz, buna karşılık Cumhurbaşkanı olarak yetkileri çok fazla olan ve elinde kamu kudreti bulunduran Tayyip Bey'in şahsi davasına dönüştürülmüş olup, biz vatandaşlar da, tarafları arasındaki güç dengesinin eşit olmadığı bir bilek yarışını uzaktan izler konuma getirilmiş bulunmaktayız.
Devamı »

5 dalton için 78 milyonun geleceğiyle oynuyorlar!

5 dalton için 78 milyonun geleceğiyle oynuyorlar!

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, katıldığı bir canlı yayın programında ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’a açılan davaya ilişkin dikkat çekici iddialarda bulundu.
ABD’nin Zarrab için yaptığı teknik takibe eski dört bakandan ziyade, mevcut kabineden de bakanların takıldığını belirten Erdem, “Teknik takibe 4 bakandan ziyade, kabindeki mevcut kişiler de takılmış, AKP’li bürokratlar da takılmış. Bu şunu gösteriyor, bu soruşturma bağlamında Reza Zarrab öyle ya da böyle konuşacak. Zarrab AKP’nin kara kutusudur ve şu anda AKP’nin kara kutusu ABD’de tutuklu. Geçen bir canlı yayında söylediğim gibi Zarrab, ABD’ye gitmeden önce İstanbul’da lüks bir restoranda 3 FBI mensubuyla görüştü. Belli bir anlaşmayla gitti zaten. FBI ve savcılık muhtemelen Zarrab’a dokunmayacağı yönünde güvence verdi. Şimdi iktidar cenahı diyor ki ‘Bizim Reza’yla ne alakamız var’. Reza Zarrab, İran’a yönelik ambargoların delinmesi bağlamında yargılanıyor. Şu husus çok önemli: Zarrab’ın Türkiye dışındaki para trafiğinin merkezinde de AKP var. Reza’nın Çin’de açtığı 7 şirkete Muammer Güler referans yani kefil oldu, bu alakasızlık? Reza’nın Türkiye vatandaşlığına geçirilmiş olması mı alakasızlık? Reza’nın yurtdışındaki tüm kirli ilişkilerinin ve kara para sirkülasyonunun merkezinde bu kişiler var. ABD’de Reza’yla birlikte aslında AKP de yargılanıyor ve Zarrab’ın suçunu itiraf etmesi bile bakanların suçlanması için yeterli.” dedi.
İçeride soruşturma başlamaması durumunda Türkiye’nin güvensiz ülke ilan edileceğini ifade eden Erdem, “Biliyorsunuz, Türkiye’de bir üretim ekonomisi yok; sıcak sermaye ve kara parayla ekonominin çarkları döndürülmeye çalışılıyor. Sarrab’ın olası bir suç itirafında, yabancı sermayeye muhtaç ve mahkum hale getirilen ülkemize ambargo uygulanır, kamu bankalarımız uluslararası kara listeye alınır. Bu durum ekonomik olarak geridöndürülemez bir krizin başlangıcı olur. Şu an tüm ekonomimiz Erdoğan’ın kişisel ilişkileri sonucu sıcak parayla idare ediliyor, üretim sıfır. Patatesi bile yurtdışından ithal ediyoruz. Rusya’yla, İran’la, komşularımızla ilişkilerimiz bitme noktasında. Turizm nedeniyle insanlar zararına otellerini satıyorlar. O çok güvendiğimiz Suudi kara parası ve Katar sermayesi, uluslararası sermayenin aleyhte alacağı bir kararla direkt olarak ülkemizden çekilir. Acilen ülkemizde bir soruşturma başlatılmalıdır diye boşuna uyarmıyoruz. Bir de şu hususun altını çizmek gerek: Mevcut iktidarla mücadele ederken asla ABD’nin bir yaptırımını esas alarak ve gölgesine sığınarak bu siyasi mücadele sergilenemez. Bazı muhalif çevrelerde ABD’nin yaptırımlarından medet uman bir yaklaşım görülüyor. Bizim tek derdimiz, ülkemizin bağımsız ve demokratik bir ülkeye dönüşmesi adına kamburlarından kurtulmasıdır.” dedi.
ERDEM: “ASIL SORUN AMBARGOYU DELMEK DEĞİL, KOLUNA 250 BİN LİRALIK SAAT TAKMAK!”
Zarrab’la girilen ilişki sonucu siyasilerin zenginleştiğini vurgulayan Erdem, “Bu davada bizi ilgilendiren, ambargonun tanınıp tanınmaması değil. Ambargo döneminde İran’la en yüksek ticari hacimde iş yapan Almanya’ydı. Bir ambargoya uymamanın elbette uluslararası sözleşmelere aykırılığı söz konusu, ancak burada mesele o ambargonun tanınmayışıyla beraber, o dönemde rüşvet ve kişisel nemalanma yoluyla haksız kazanç sağlayarak rant elde edilmesidir. Ambargoyu delmek değil, koluna 250 bin liralık saat takmak asıl mesele. Bir devlet siyasi stratejisi gereği ambargoların dışında hareket edebilir –ki aslında uluslararası anlaşmalar gereği etmemelidir– ama ambargoların dışına kişisel olarak zenginleşmek için çıkamaz. Reza’nın vatandaşlığa geçişi ve Reza’nın yanındaki korumanın tahsisi kadar ayrıcalıklı bir kişiliğe dönüşmesinin sebebi, Reza’nın siyasileri fazlasıyla zengin etmiş olmasıdır, ambargo değil. Bizi ilgilendiren en önemli kısım ise ABD’deki yargılamanın Türkiye’ye olumsuz etkileridir. Eğer zerre kadar haysiyet, vicdan ve onuru olan bir Cumhuriyet Savcısı varsa, cumhuriyeti müdafaa etmek adına ivedilikle harekete geçmelidir. ABD’de yargılama devam ederken, Türkiye’nin bir hedef haline getirilmemesi için Reza’yla işbirliği yapanların yargılanması gerekir.” dedi.
ERDEM: “BEŞİNCİ DALTONU MERAK EDENLERE SÖYLÜYORUM: 5. DALTON EFKAN ALA’DIR!”
Sadece eski bakanların değil, mevcut bakanların da suçu sürdürdüğünü ifade eden Erdem, “Reza Zarrab’ın mahkemede isim vermesine gerek yok, ‘ben yaptım’ diyerek suçu itiraf etmesi bakanların suçlanması için yeterli. Erdoğan Bayraktar bu süreçte aklandığını ve talimatla iş yaptığını belirtti. Kendisinin başbakanın talimatlarını Anayasanın sınırlarını aştığı halde esas alması, onun Başbakana sadakatini gösterir. Anayasayı esas almak yerine suç olduğu halde başbakanı esas aldığı içinAnayasaya karşı suçlar bağlamında müebbetle yargılanmalıdır. Başbakan değil kim olursa olsun, Anayasanın sınırları içinde hakeret etmeniz gerekiyor. Talimatla Anayasayı ilga etmek terör fiilinden farksızdır. Geçtiğimiz günlerde ‘5 tane dalton için 78 milyon insanın ciddi riskle karşılaştığından’ bahsetmiştim. Herkes 5. Daltonun kim olduğunu sordu. Muammer Güler’in Reza’ya sağladığı imtiyaz, Efkan Ala’nın bakanlığı sürecinde de devam etti, korumalar yine tahsis edildi. 5. Dalton Efkan Ala’dır. İktidar partisi yeni bakanlardan daha çok korksun.” dedi.
ERDEM: “CUMHURBAŞKANI REZA’YI TUTUKLAYAN POLİSLERDEN ÖZÜR DİLEYECEK!”
Türkiye’nin zarar görmemesi için hemen yargılama yapılması gerektiğini belirten Erdem, “Ben tekzibi olmayan bir gazetecilikten geliyorum, maalesef öngörülerimin çoğu gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Reza’yı tutuklayan polislerden bir gün özür dilecek. Şu an 5 daltonu korumayı, 78 milyonu korumaktan daha evla görüyor. İran mesela asıl ambargodan kurtulmak isteyen merkezken, Zencani’yi gözü kapalı çizdi. Bu kişiler geçmişte İran’ın ekonomik sistemi adına kullandığı adamlardı, sistem değişince küresel ekonomiye kapılarını açan İran, bunlara yer olmadığı için tasfiye etti.
ERDEM: “AKP DOKUNULMAZLIK KONUSUYLA ŞARK KURNAZLIĞI YAPIYOR”
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunun istismara açık olduğunu belirten Erdem, “Türkiye’nin başında bir çift başlılık lafzı tutturulmuş gidiyor, sanki başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Şu an aynı ideolojik kökenden gelen iki kişi ülkenin başında, peki o zaman sorun ne? Sorun, birilerinin ‘ben parlamenter sistemin benim meşruiyet alanımı sorgulayabilecek bir rejim olduğunu düşünüyorum, bizim kapalı sisteme geçmemiz gerekiyor, kapalı ekonomi, kapalı yargı, tıpkı Brunei kralı gibi olurum’ hesabıdır. Bunlar parlamenter sistemi tasfiyeye dönük yaklaşıma giriyorlar. Dokunulmazlıkları kaldıralım meselesi, bütün dokunulmazlıkları sınırlamak olarak hesaplanıyor. Yanlışlık olmasın, AKP dokunulmazlıkları kaldırılmıyor, sadece halihazırdaki fezlekeleri bir seferliğine işleme sokmak istiyor. Zaten yargı ellerinde ve vekillerinin dosyasına takipsizlik verileceğini biliyorlar. Ama muhalefet vekillerine sürekli yeni davalar açılıyor. Sadece benim Cumhurbaşkanına hakaretten 2 fezlekem var ve 14 aydan başlıyor cezası. Benim durumumda olan en az 150 vekil var. Yargı inanılmaz taraflı bir durumda. Geçtiğimiz gün ‘Lale Devri sarayları’ dediğim için Cumhurbaşkanına hakaretten dava açıldı. AKP ‘550 vekilin dokunulmazlığını kaldıralım’ dese biz zaten varız, hukuk önünde eşit olmayı savunuyoruz. Ancak yargı onların elinde olmasına rağmen bunu kabul etmiyorlar, onun yerine mevcut fezleke üzerinden işlem yapılsın deniyor. Dokunulmazlık üzerinden AKP, toplumsal muhalefeti hedef alıyor. Biz, CHP olarak, hesap vermekten hiçbir şekilde korkmuyoruz.” dedi.
ERDEM: “NEREDE HUKUKSUZLUK VE HAYDUTLUK VARSA BİZ ORADA OLACAĞIZ”
Programda CHP’de bazı isimlerin TV kanallarına kayyum atanmasına karşı çıkan vekillere yönelik açıklamasına değinen Erdem, “Bu hukuksuzluk kime yapılırsa biz onun yanındayız dedik. Yanlışın karşısında olmak erdemli olmaktır. Ergenekon ve Balyoz Davası gibi davalarda sorunlar yaşamış olan, belli hassasiyetleri olan vekil arkadaşlarımızın açıklamalarını anlayışla karşılıyorum. Zaten ikili mülahazalarda sık sık konuşuyoruz. Cemaate yönelik cemaatin kendisinin de özeleştirileri oldu, bizim de zamanında yaşanmış mağduriyetlere karşı sert eleştirilerimiz oldu. Ancak bugün muhalefetin elinde hiçbir TV kanalı, medya organı kalmadı neredeyse. Kayyım atamalarıyla yapılan şey haydutluktu, hukuksuzluktu, Anayasanın gaspıydı. Geçmişin bagajlarından kurtulmamız lazım, dün Ergenekon için ‘ben bu davanın savcısıyım’ diyenler, bugün de toplumsal muhalefeti yok etmeyi amaçlayan siyasetin odak noktası. Yarın Cumhuriyet’in, Sözcü’nün de başına kayyım gelebilir. Hürriyet’in de başına da gelecek dedik ama gerek kalmadı, Aydın Doğan’a dava açıldı zaten. Şimdi Hürriyet objektif haber yapıyor diyebiliyor muyuz? Biz Hürriyet’ten muhalif haber yapmasını beklemiyoruz, objektif haber yapsın yeter. Ama şurada açık bir gerçeklik var. Hürriyet’te Davutoğlu’nun olduğu kadar Kılıçdaroğlu haber oluyor mu? AKP’li vekillerin haber olduğu kadar muhalefet partilerin vekilleri haber oluyor mu? Biz ne olursa olsun, mağdurun yanında yer almalıyız.” görüşlerini ifade etti.

27 Mart 2016 Pazar

Babamın sütü çok acı - Işıl Özgentürk

Babamın sütü çok acı - Işıl Özgentürk
Başlığımdaki sözler, babası tarafından cinsel istismara uğramış küçük bir kız çocuğunun konuşmasından. Günlerdir hiç durmadan bu söz gelip beni buluyor: “Babamın sütü çok acı!” Ardından, Ensar Vakfı’ndaki çocuk istismarı Meclis’in gündemine geldiğinde, araştırma komisyonu kurulmasına ret oyu veren AKP milletvekillerinin fotoğrafına bakıyorum. Nasıl bir iştahla iki ellerini birden havaya kaldırmışlar. İnsanı şoka uğratan bir fotoğraf.
Devamı »

26 Mart 2016 Cumartesi

Burası Senin Ülken Değil Türkiye, Demek de Ne Oluyor?

Burası Senin Ülken Değil Türkiye, Demek de Ne Oluyor?
İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen DEİK Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda konuşma yapan Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'ın; MİT TIR'ları davasında yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e destek için mahkemeye gelen konsoloslar için söylediği; "Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir.
Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar.
Devamı »

Ormandaki hırsız! - Mehmet Halil Arık

Ormandaki hırsız! - Mehmet Halil Arık
Belki Patagonya’da
belki de, yakında bir ormanda;
Gönençli olmasa da;
tilki, kurt, kartal, karga, sürüngen
koyun, keçi, eşek, katır, at,
her türden bilcümle mahlukat,
“Öfke hitabette sanattır” demeden,
Farklı düşüneni hasım bilmeden,
kardeşce bir arada yaşarmış.
Demezmiş hiç biri,
bu ayı, bu deve, bu fare,
bu da karınca…
Devamı »

Nazım'dan kalemini satanlara mektup - Nahit Duru

Nazım'dan kalemini satanlara mektup - Nahit Duru

Olaylar diz boyu...
Sarraf'ın ABD'de tutuklanması hakkında yandaş medyada tek satır bile yok, diğer gazeteler ve televizyonlar duyuruyor haberi. Kimi heyecanla, kimi gönülsüz.
Gazetecilerin yargılanmalarına ilişkin haberler de bazı medya guruplarında görülmezken, bazıları ayrıntılı olarak veriyor.
Şehit haberleri ise, gazetelerde tek sütun, televizyonlarda da üçüncü dördüncü sırada verilmeye başlandı. Yani olağan sayılıyor, denildiği gibi terörle ve şehit haberleri ile yaşamaya alıştık havası yaratılıyor.
Ancak, cumhurbaşkanının, başbakanın konuşmaları, terörle mücadele haberleri büyütülüyor nedense.
Devamı »

"Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" - Gündüz Akgül

"Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" - Gündüz Akgül
Yazının başlığını, yazılı medya haberlerinden ödünç aldım…
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında, MİT Tırlarını haber yaptıkları için açılan dava dün Çağlayan adliyesinde devam ederken, Cumhuriyet Savcısının isteğine uyan Mahkeme gizlilik kararı aldı…
Duruşmayı izleyen CHP ve HDP milletvekilleri, bu kararın hukuka uygun olmadığını ileri sürerek duruşma salonundan çıkmayı reddettiler…
Bunun üzerine mahkeme duruşmayı 1 Nisan 2016 gününe ertelerken, milletvekilleri hakkında,  "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten"  Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmaya karar verdi…
İşte yazının başlığı mahkemece alınan bu kararın medyada haberleştirilen bu tümcesinden alınmıştır…
Şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünmeye ve aklımıza gelenleri söylemeye başlayalım…
-Davanın konusu gazetede yapılan haber olup tüm Türkiye ve dünya kamuoyunca bilinmekte ve gizli bir tarafı bulunmamaktadır…
-Alınan gizlilik kararı bu nedenle bizce de hukuka uygun değildir…
-MİT mensupları, Tırların aranması sırasında oluşan olaylarda taraflardan biri olduğu için davaya müdahil olma isteklerinin kabul edilebilir…
-Cumhurbaşkanının davaya müdahil olarak kabul edilmesi yanlıştır…
-Mahkemenin tutumu adil yargılamayı ortadan kaldırmıştır…
-Adil yargılama olmadan, adil yargılamayı engellemeye teşebbüste olamaz…
-Hukuka uygun olmayan bir karara itirazın yasal yollardan yapılması gerekmektedir…
-Bu nedenle milletvekillerin fiili direnişle dışarı çıkmamaları, mahkemece alınan karar karşısında vicdana uygunsa da, hukuka uygun değildir…
-Yapılacak hukuki işlem, gizlilik kararının alınmasını gerektirecek bir durum olmadığı halde, mahkemenin böyle bir karar alması, görevin kötüye kullanılması olduğundan bahisle, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na suç ihbarı yapılabilirdi…
2009 yılında beri devam eden bu tür davalarda, hukuk kurallarına mutlaka uyulması gerektiğini, günün birinde herkesin hukuka gereksinim duyacağını, hukuk kuralları yok sayıldığında o gün geldiğinde, aranan hukukun bulunamayacağını söyleye, söyleye dilimizde tüy bitti…
Ne yazık ki her seferinde bu hatalar yapılmakta ve kamuoyunda yargıya olan güven gün geçtikçe azalmaktadır…
Ergenekon diye adlandırılan malum davanın Cumhuriyet Savcıları ve Yargıçları, hukuk tanımazlıkları ile dile düştükleri dönemde hiç kimseyi dinlemeden, camcı dükkânına giren fil örneği hukuku darmadağın ettikleri için, şimdi kendileri hukuka gereksinim duyduklarında, darmadağın ettikleri hukuku arayıp bulamadıklarından canlarını kurtarmak için çareyi kaçmakta buldular…
Sevgili dostlar,
Bunları yazarken hukuka yıllarını vermiş biri olarak içimin acıdığını belirtmeden geçemeyeceğim…
Sonsöz;
Görevde olan değerli meslektaşlarım, sizlerde bizim gibi gelip geçicisiniz…
Hukuk kalıcıdır ve günün birinde herkese gereklidir…
Bu gün yaptığınız uygulamaların hukuka uygunluğu ile temellerini sağlamlaştıracağınız hukuk devletinde, çocuklarınız ve torunlarınızın güvencede olacağını unutmayınız…

26.03.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

25 Mart 2016 Cuma

Alışmak - Yılmaz Özdemir

Alışmak - Yılmaz Özdemir
Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal felaketlerinden olan 17 Ağustos 1999’da yaşadığımız depremden sonra Türkiye değerli bir bilim insanı olan Ahmet Mete Işıkara’yı tanıdı ve onun‘’Depremle yaşamaya alışmalıyız’’ sözlerini belleklerine yazdı.

Söz çok doğruydu çünkü deprem sürekli kendini yenileyen doğanın kaçınılmaz gerçeğiydi ve olası depremlerde en az zarar görmek için önlemler alınmalıydı, ve depremi önlemek mümkün değildi.

Devamı »

Okumuşları Yadsıyanlar, Cehaleti Kutsayanlar - Cevat Kulaksız

Okumuşları Yadsıyanlar, Cehaleti Kutsayanlar - Cevat Kulaksız

“Cahil nesil lazım” mış!
Oysa bu dünyada cehalet kadar karanlık bir şey yoktur.

Hepimiz, dinci bir vakfın kurucusu olan Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı  Prof. Dr. Bülent Arı’nın bir TV programında söylediklerini duydunuz veya gazetelerden okumuşsunuz. Ne hikmetse, dinsel yönü ağır basan kurumlardan, kuruluşlardan ve de öylesine kişilerden, cinsel sapıklığa varan tecavüzlerden tutun da, çağ dışı, insanı şok eden söz ve davranışları duyuyoruz izliyoruz. Ayrıca ülkemizde  nedense, “dinci kinci nesil” dedikçe çocuğa, kadına tacizler, tecavüzler, cinayetler de artıyor.
Devamı »

24 Mart 2016 Perşembe

Bir Devletin İtibarının Kriteri 1150 Odalı Lüks Saray Olursa

Bir Devletin İtibarının Kriteri 1150 Odalı Lüks Saray Olursa
Bildiğiniz gibi ülkemizde geçtiğimiz temmuz ayından itibaren azan ve şiddetlenen bölücü PKKve IŞİD terör örgüteri tarafından gerçekleştirilen,başkentimiz Ankara da dahi üç kez tekrarlanan ve toplu katliamlara dönüşen terör eylemlerinde, yaklaşık 300 polisimiz ve askerimiz şehit edilmiş, bir o kadar masum insanımız da, hayatlarını kaybetmiş veya yaralanmışlardır.

Her uyandığımız sabah, şehit haberleri almamız artık alışkanlık haline geldi, insanlarımız teröre yönelik tepki reflekslerini neredeyse kaybetmek üzere.

Devamı »

23 Mart 2016 Çarşamba

Bir eğitimciden zirve(!)ye mektup var! (2) - Mehmet Halil Arık


Bir eğitimciden zirve(!)ye mektup var! (2) - Mehmet Halil Arık
Fasıl I (bölüm II)- GELİŞME
Zirvedeki baylar; “sözüm sizedir!”
Gönül isterdi ki söylenenler kulaklara küpe olsun. Davulcu kabahati misali, kaynayıp gitmesin arada,.
*
Bugünlerde, içinden çıkamadıkça, ellerinizle yarattığınız kaosa hem bahane hem de müsebbip(sebep olan) aramaktasınız.
Gizlenme çabalarınız boşuna. Zira, bahaneler sizleri gizlemeye yetmiyor artık. Aldatıldık yalanlarınızın mumu da yitirdi ferini. Söndü sönecek. Kabak gibi kaldınız ortada işte!.. ‘Aldatıldık’ yalandı, martavaldı. ‘Aldatılan bizdik aslında. Tatlı yalanlar acı reçetelere çare olamadıkça, kaosunuza çare aramak yerine müsebbip aramaya hız verdiniz.
Devamı »

Bir eğitimciden zirve(!)ye mektup var! (1) - Mehmet Halil Arık

Bir eğitimciden zirve(!)ye mektup var!  (1) - Mehmet Halil Arık
Fasıl I – GİRİŞ
Zirvedeki baylar; sözüm sizedir!…
Biliyorum, siz söylenenlerin haklılığına kulak vermek yerine, öküz altında buzağı, arama içgüdüsüyle, “suç ve suçlu” arayacaksınız.
Ülkemin verdiği ekmeğin bedeliyse “suçlanma” hoş geldi!..
İŞTE GERÇEK!… Kalemi kırıldı barışın!… Tehlike kapıda!…
Kör gördü, sağır duydu!…   Siz görmediniz, duymadınız. Üç maymundan birisiniz..
Ülke yasta; kiminiz lafta, kiminiz biatta!.. Kiminiz çıkar için kuyrukta!…
Siyasette yarışın adı, ülkeye hizmetti hani,!?..
Siyaset, “her yolla oy kap” ilkesiyle kirlendi, hukuk kilitlendi, demokrasi düğümlendi – bohçalandı rafta. Özgürlük “verdiğim kadar”a indirgendi. .
Devamı »

Bu Toprakların Vatanımız Olduğunu Şimdi mi Anladınız?


Bu Toprakların Vatanımız Olduğunu Şimdi mi Anladınız?
Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni’ne katılarak madalya ve beratları sahiplerine veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu törende yaptığı konuşmasında; "Bizi üzen, bu süreçte verdiğimiz şehitlerimizdir. Geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana 300'ün üzerinde asker ve polisimizi şehit verdik. Ama ne kazandık biliyor musunuz? Bu toprakların vatanımız olduğunu dosta düşmana bir kez daha gösterdik. Bu önemliydi.”

Kulağa hoş da gelse,daha önce bu ülkenin Başbakanı olarak ülkeyi 13 yıl yöneten ve daha sonra da, Cumhurbaşkanı olmasına rağmen, hem Cumhurbaşkanı ve hem de fiili Başbakan olarak, bu ülkeyi tek başına ve tek karar sahibi olarak, anayasa dışı yönetmeye devam eden Tayyip Bey'in bu beyanları; bize göre,kendisinin  bu ülkeye yaptığı kötülüklerine, kötü ve hatalı politikalarıyla ülkede yarattığı kaos, terör bataklığı ve kan gölüne mazeret üreten, bir anlamda ülke insanlarına yaptığı kötülüklerin üzerini örtmeye yönelik, içi boş hamasi beyanlardır.

Devamı »

22 Mart 2016 Salı

ABD, Rıza Zarraf’ı takas için mi tutukladı? - Gürbüz Evren

ABD, Rıza Zarraf’ı takas için mi tutukladı? - Gürbüz Evren
Rıza Zarraf, “İran yaptırımlarını ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve kara para aklama” suçlamalarından Miami’de tutuklandı.
ABD’nin yıldız savcısı Preet Bharara ise Zarraf’ın 75 yıl hapsini istedi.
İyi, hoş da, Zarraf, ABD’deye daha önce birçok kez gitmişken sorun çıkmadı, Amerikalı savcının aklına gelmedi de, şimdi neden tutuklandı?
Gelin bunu birlikte anlayalım.
Temmuz 2015’de, Viyana’da, Batılı ülkeler ile İran arasında, Tahran’ın nükleer programı konusundaki görüşmelerde anlaşmaya varıldı.
Bunun ardından 16 Ocak 2016’da da, ABD, AB ve BM, İran’a ambargoları kaldırdı.
Devamı »
İLK VE ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN KATILABİLECEĞİ KADIKÖY KENT KONSEYİ KARİKATÜR YARIŞMASI İÇİN SON KATILIM TARİHİ: 29 NİSAN 2016...

İLK VE ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN KATILABİLECEĞİ KADIKÖY KENT KONSEYİ KARİKATÜR YARIŞMASI İÇİN SON KATILIM TARİHİ: 29 NİSAN 2016...




MİZAHHABER ÖZEL HABER- Kadıköy Kent Konseyi tarafından düzenlenen, İlkokul (3.4. sınıf) ve Ortaokul (5.6.7.8. sınıf) öğrencilerinin katılabileceği, "Yoksulluk" konulu Kadıköy Kent Konseyi Karikatür Yarışmasına katılımlar başladı. Son katılım tarihi 29 NİSAN 2016 olan yarışmanın şartnamesini aşağıda sunuyoruz... 

İLKOKUL VE ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİ İÇİN KADIKÖY KENT KONSEYİ 1. KARİKATÜR YARIŞMASI
Rakı mezesi olmamak ve büyük usta! - Nahit Duru

Rakı mezesi olmamak ve büyük usta! - Nahit Duru

Büyük ozan Aşık Veysel aramızdan ayrılalı 43 yıl olmuş. Tam 43 yıl, O'nun sevgi, barış , doğa, dostluk, inanç özgürlüğü, eşitlik ve insanlık ezgileri ile ama onsuz...
Daha önce çalıştığım gazetede bir anı paylaşmıştım. Sizlere de aktarmak isterim.
Âşık Veysel’i ilk kez 1950’li yılların başlarında Malatya’da İstanbul Sineması’nda dinlemiştim. Dakikalarca ayakta alkışlanmıştı.
Babam rahmetli Kemal Duru Malatya PTT Müdürü idi… Konserden sonra Aşık Veysel'i babamın odasında görünce elimiz ayağımız dolaşmış, ellerine sarılmıştık. O anlatmış biz dinlemiştik.
Devamı »

Güner Yiğitbaşı: E y v a h!...

Güner Yiğitbaşı: E y v a h!...
Eyvah ki ne eyvah.

Bizim 17/25 aralık şüphelisi, pardon mağduru (!) İranlı Reza ZARRAB, eşiyle gittiği Amerika Birleşik Devletlerinde tutuklanmış, hatta iddianamesi bile hazırmış ve 75 yıl hapsi istenesiymiş.

Medya öyle diyor, biz de vallahi medyanın yalancısıyız.

Adamın masum olduğu, 17/25 aralık soruşturmasını yapan paralelci ve cemaatçi savcıların iftirasına uğradığı, tarafsız (!) savcılarımız tarafından hakkında düzenlenen kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla ortaya çıkmıştır!
Devamı »

21 Mart 2016 Pazartesi

Obama'ya Allah mı söyletti dersiniz? - Güner Yiğitbaşı

Obama'ya Allah mı söyletti dersiniz? - Güner Yiğitbaşı
Dünyanın süper gücü ABD'nin Başkanı Obama'nın, Amerikan yasalarına göre, ikinci başkanlık dönemi sonunda, bir daha seçilemeyecek olması nedeniyle, ABD Başkanlığı görevinden ayrılacak olmasını değerlendirdiği, Afrika Birliğinde yapmış olduğu, öz güven dolu ve demokrasi dersi niteliğindeki konuşmasından bazı bölümlere, aşağıda aynen yer vermek istiyor ve bu zihniyette demokrat bir Cumhurbaşkanına sahip olamadığımız için üzülüyoruz.
ABD Başkanı Obama diyor ki;
“Size dürüst olmak istiyorum. Şunu gerçekten anlamıyorum. Ben 2nci dönemimdeyim. ABD Başkanı olarak hizmet etmek olağan üstü bir ayrıcalıktır. Bundan daha fazla gurur verici ve ilgi çekici bir iş düşünemiyorum. Çünkü işimi çok seviyorum. Ama Anayasaya göre Başkanlık için yeniden aday olamam.
Devamı »
MİZAHHABER SON DAKİKA!.. MİZAHHABER SON DAKİKA!..

MİZAHHABER SON DAKİKA!.. MİZAHHABER SON DAKİKA!..



MİZAHHABER SON DAKİKA!.. AZ ÖNCE ELİMİZE ULAŞAN BİLGİYE GÖRE "GÜVENLİK" NEDENİYLE ÜLKEDEKİ HAYAT ERTELENDİ!.. 

 Az önce elimize ulaşan bilgiye göre, "güvenlik" nedeniyle ülkedeki "hayat" ertelendi!.. Ülkedeki hayatı bugün yaşamayacak olan halkın, bugünkü hayatı ilerde ne zaman yaşayacağı daha sonra kendilerine bildirilecek!!!!!!
BİROL BAYRAM'DAN AKILLI CEP TELEFONLARI İÇİN MİZAH DERGİSİ: "DİKTATÖR" YAYINDA...

BİROL BAYRAM'DAN AKILLI CEP TELEFONLARI İÇİN MİZAH DERGİSİ: "DİKTATÖR" YAYINDA...



Karikatürcü Birol Bayram, akıllı cep telefonları için itunes indirerek takip edilebilecek bir mizah dergisini yayına soktu. "Diktatör" adlı bu akıllı telefon dergisini ücretsiz indirmek için link adresi şöyle: https://itunes.apple.com/ie/app/diktator/id1076258684


https://play.google.com/store/apps/details?id=com.animadverto.diktator



ZAFER TEMOÇİN KARİKATÜRÜ...



ZAFER TEMOÇİN (DİKTATÖR
CİHAN DEMİRCİ'DEN SÖZ BANYOSU...

CİHAN DEMİRCİ'DEN SÖZ BANYOSU...




Sayelerinde "Canlı Bomba" kaynayan bu ülke görünümlü yapıyı sonunda içinden geçilirken korkudan ıslık çalınan ürkütücü bir mezarlığa çevirdiler!.. Kefensiz gidesiniz insanlık düşmanları!!!
Eski Türkiye'de nüfus sayımı günlerinde sokağa çıkma yasağı olur bu yüzden sokaklar-caddeler bomboş kalırdı... Karanlık bir iktidarın elinde kanlı bir oyuncak haline gelen "Yeni Türkiye'de nüfus sayımının

17 Mart 2016 Perşembe

16 Mart 2016 Çarşamba

14 Mart 2016 Pazartesi

MİZAH EDEBİYATIMIZIN KİLOMETRE TAŞI, ÖNCÜ USTASI HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR'I, BEYLİKDÜZÜ BELEDİYESİNE RAĞMEN BEYLİKDÜZÜ'NDE ANMA DENEMESİ!..

MİZAH EDEBİYATIMIZIN KİLOMETRE TAŞI, ÖNCÜ USTASI HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR'I, BEYLİKDÜZÜ BELEDİYESİNE RAĞMEN BEYLİKDÜZÜ'NDE ANMA DENEMESİ!..



Mizah Edebiyatımızın kilometre taşı yazarı, öncü ustası Hüseyin Rahmi Gürpınar, uzun yıllar sonra anımsandı ve Beylikdüzü Belediyesinin, 12 Mart 2016 Cumartesi günü, Beylikdüzü Kültür Merkezinde düzenlediği bir anma söyleşisinde anıldı. Fakat bu söyleşide konuşmacı olarak gözüken 4 konuşmacıdan 3'ü söyleşiye katılmadı, yerlerine son anda başka bir konuşmacı geldi, belediye söyleşiyi insanlara

13 Mart 2016 Pazar

11 Mart 2016 Cuma

MİZAH EDEBİYATIMIZIN BÜYÜK USTASI HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR, 12 MART CUMARTESİ GÜNÜ BEYLİKDÜZÜ'NDE ANILIYOR...

MİZAH EDEBİYATIMIZIN BÜYÜK USTASI HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR, 12 MART CUMARTESİ GÜNÜ BEYLİKDÜZÜ'NDE ANILIYOR...



MİZAHHABER - Mizah Edebiyatının öncü ustasıdır o... Onun ardından gelen bir başka büyük usta Aziz Nesin, "Cumhuriyet Dönemi Türk Mizahı" adlı antolojisi kitabını onunla başlatmıştır. Yani Cumhuriyet dönemi mizah yazınımız bir yerde onunla başlar... 8 Mart 1944'te, 80 yaşındayken yitirdiğimiz, mizah edebiyatını halkla ilk kez bu denli sıcak bir anlatımla buluşturan büyük usta Hüseyin Rahmi
CİHAN DEMİRCİ'DEN GEBZE'DE İKİ AYRI OKULDA MİZAH SÖYLEŞİSİ VE KARİKATÜR ATÖLYESİ...

CİHAN DEMİRCİ'DEN GEBZE'DE İKİ AYRI OKULDA MİZAH SÖYLEŞİSİ VE KARİKATÜR ATÖLYESİ...



Mizah ve çocuk kitapları yazarı, karikatürcü ve Mizahhaber hazırlayıcısı Cihan Demirci, okul etkinliklerini sürdürüyor. Cihan Demirci, bu hafta, Gebze'deki Özgürlük Kitabevinin düzenlediği iki ayrı etkinlik için Gebze'deydi. Önce 7 Mart 2016 Pazartesi günü Özel Gebze Kolejine konuk olan mizahçı, bu okulda öğlenden önce ve sonra olmak üzere iki ayrı söyleşi ve karikatür atölyesi düzenledi,

7 Mart 2016 Pazartesi

"8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ" KUTLU OLSUN DEMESİ KOLAY, LAKİN BU ANLAMLI GÜN KADINI AŞAĞILAYIP EZEN BÖYLESİ BİR CEHENNEMDE NE DENLİ KUTLANABİLİR?..

"8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ" KUTLU OLSUN DEMESİ KOLAY, LAKİN BU ANLAMLI GÜN KADINI AŞAĞILAYIP EZEN BÖYLESİ BİR CEHENNEMDE NE DENLİ KUTLANABİLİR?..












BİROL BAYRAM (8 Mart 2016-Facebook Sayfası)





SEFER SELVİ (8 Mart 2016-Evrensel)




MURAT SAYIN




NUHSAL IŞIN




KEMAL GÖKHAN GÜRSES (Karga Kafası)





BİROL BAYRAM




NECMİ OĞUZER






HAYDAR IŞIK (Facebook Sayfası)




TAN ORAL




AKDAĞ SAYDUT






SELÇUK DEMİREL 







VAHİT AKÇA





CİHAN DEMİRCİ





 MEHMET ALİ GÜNEŞ




5 Mart 2016 Cumartesi

KARİKATÜRÜMÜZÜN İKİ BÜYÜK USTASI; NECMİ RIZA AYÇA VE MİM UYKUSUZ'U ÖLÜM YILDÖNÜMLERİNDE ANIYORUZ...

KARİKATÜRÜMÜZÜN İKİ BÜYÜK USTASI; NECMİ RIZA AYÇA VE MİM UYKUSUZ'U ÖLÜM YILDÖNÜMLERİNDE ANIYORUZ...




Türk karikatüründe farklı izler bırakan iki büyük usta da 5 Mart günü aramızdan ayrılmışlardı... Necmi Rıza Ayça 5 Mart 2001'de, Mim Uykusuz ise 5 Mart 1983'te dünyaya veda ettiler. Necmi Rıza 1912, Mim Uykusuz ise 1922 doğumlu idi, yani aralarında 10 yaş varmış... Değerlerini unutmayan MİZAHHABER, karikatür ve mizah tarihimizde iz bırakmış bu iki ustayı bir kez daha sevgiyle anıyor...




Mim

4 Mart 2016 Cuma

GELECEK KOLEJİ'NİN İLK VE ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİ ARASINDA DÜZENLEDİĞİ KARİKATÜR YARIŞMASI SONUÇLANDI...

GELECEK KOLEJİ'NİN İLK VE ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİ ARASINDA DÜZENLEDİĞİ KARİKATÜR YARIŞMASI SONUÇLANDI...











MİZAHHABER ÖZEL HABER - Mersin'in Mezitli ilçesinde bulunan Gelecek Koleji henüz 3 yıllık bir özel okul... Ama adına yakışır bir hızla ilerliyor... Bundan 2 yıl önce bu okula mizah söyleşisi ve karikatür atölyesi yapmak için giden mizah yazarı ve karikatürcü Cihan Demirci, okulun Resim Öğretmeni Sibel Aslandoğan'ın da çabalarıyla okulda karikatüre dair bir tohum atmıştı. Gelecek Koleji,

3 Mart 2016 Perşembe

CİHAN DEMİRCİ SÖYLEŞİSİYLE, BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SANTRAL İSTANBUL KAMPÜSÜNDE, BİLGİ GELİŞİM KULÜBÜNÜN KONUĞU OLDU...

CİHAN DEMİRCİ SÖYLEŞİSİYLE, BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SANTRAL İSTANBUL KAMPÜSÜNDE, BİLGİ GELİŞİM KULÜBÜNÜN KONUĞU OLDU...









"Damdaki Mizahçı" olarak da bilinen mizah yazarı-karikatürcü ve mizah tarihi araştırmacısı, Mizahhaber hazırlayıcısı Cihan Demirci, 29 Şubat 2016 Pazartesi akşam saatlerinde 17.00-19.30 arasında gerçekleşen söyleşisiyle, Bilgi Üniversitesinin, Eyüp'teki Santral İstanbul Kampüsüne konuk oldu. Bilgi Gelişim Kulübünün düzenlediği Cihan Demirci söyleşisi, kampüsteki etkinlik çadırında

Reklam Alanı

Metaltailaco

[Featured][recentbylabel2]

Rock & Metal

[Featuredl][recentbylabel2]
Bildirim
Bildirim özelliği güncelleme aşamasındadır.
Tamam