2014 - WebKafem - Genel BLOG
Yeni Yazılar
Yükleniyor...

30 Aralık 2014 Salı

Torba Yasası

Anlam veremediğim bir olay da bu torba yasası. Tasarı hazırlanırken dahi ben bu Torba isminden birşey anlayamadım.

Torba kalıcı birşey değildir, torba işimiz görülene kadar, marketten, avmden eve gelene kadar ki taşıma aracı olarak kullanıp, akabinde mutfakta bir süre sırası gelene kadar muhafaza edilip, daha sonra kaçınılmaz kaderi olan çöp poşetine dönüşüp imha olmasıdır.

Hani bu tür bir işlevi olan torbanın yasama organları ile aynı cümlede olması bana mantıklı gelmiyor açıkcası.

Torbadan neler çıktı şöyle bir bakalım; Kurumların fazla kestiği paraların geri ödenmesi hakkında yasa çıkartıldı, bankalardan çekilen kredilerin dosya masraflarının geri alınması hakkında yasa çıktı, Emeklilik ile ilgili çıktı, sigorta primleri ve bağkur ödemeleri hakkında yasa çıktı daha bir çok yasa çıktı torbanın içinden. Hemen hemen bütün kuruluşlarda çalışanları ve mağdurları etkileyen yasalar. Hepimize hayırlı olsun.

Bu torbanın boyutunu çok merak ediyorum :)

Hoşgeldin 2015

Yeni yıl herkese yeni mutluluklar yeni sevinçler getiriyor. Ben geçen zamana üzülüyorum, geri dönüşü olmuyor. Yeni yılın gelmesine sevinmeyen kişilerdenim açıkcası.

Usta müzisyen Cem Karaca bir parçasında o kadar güzel anlatmış ki duygularımı

"deli gibi kutluyoruz, yıl başı doğum günümüzü, doğuma da ölüme çiçekler yolluyoruz..."
Zaman su gibi akıp gidiyor, durdurmak imkansız. Geçen zamana sevinen bir millet olduk çıktık. Bana mantıklı gelmiyor.

Yılbaşını deli gibi kutlayanlara, yılbaşı partilerine gidenlere, yıl başı eğlencelerine gidenlere, ünlüleri takip edenlere selam olsun :) benim gibi kutlamayanlara da bin selam olsun.

İyi seneler.

28 Aralık 2014 Pazar

Blog Yazarlığı Devri Kapanıyor mu ?

Blog yazmak çoğumuzun işi,hobisi vazgeçemediğimiz uğraşlardan bir tanesi. Yıllardır insanlar blog açıyor, blog yazıyor ve yayınlıyor. Günümüz dünyasında popüler olmaya başlayan vine,youtube kanalları acaba ileri de blogların pabuçunu dama atabilir mi ? Bunu konuşalım.

bloggervsvlogger

Neden Blog Değil de Vlog?

Şu bir gerçek ki  vine ve youtube kanallarının önlenemez bir yükselişi var. Bu içerikler hem kolayca ve kısa sürede tüketilebiliyor. Ayrıca vlogger'lar içeriklerinden binlerce dolar para kazanabiliyorlar. Youtube kanallarında ürün tanıtımı yapan gamer ve vloggerlar iyi bir gelir elde edebiliyorlar.

Diğer cezbedici nokta vine ve youtube kanalları sosyal medya hesaplarıyla daha iç içe. Özellikle son yıllarda yükselişte olan ve yükselişini sürdüren instagram ve twitter gibi sosyal medya mecralarında vloggerlar anında binlerce insanla etkileşime geçebiliyorlar ve içeriklerini ulaştırabiliyorlar.

Blog yazmak sabır,teknik,azim isteyen bir iş. Ancak vloglarda öyle bir dert yok. Anında 6 saniyelik bir vine çekip takipçilerinizle paylaşabiliyorsunuz ve anında sonuç alabiliyorsunuz.
Ülkemizde okuma alışkanlığı fazla yok bu bir gerçek. İlk yazınızı okuyan çoğu ziyaretçi ikinci yazınızı okumayıp es geçiyor. Bu da bir gerçek. İnsanlar uzun ve sıkıcı blog yazıları yerine kolay tüketilebilen ve zamanınızı almayan vlogları izlemeyi tercih edeceklerdir doğal olarak.

Başka bir konu youtube kanalı sahibi ve vine üreten insanlar sosyal medya ve yazılı medya da daha çok yer buluyorlar. Çoğu televizyon programında kendilerini görebiliyoruz. Blog yazarak popüler olmak gerçekten zor bir iş. Yıllar istiyor. Tecrübe,emek istiyor. Ama vloglarda iş değişiyor. "15 dakikada ünlü olabiliyorsunuz"

Sonuç Olarak!

Bloglar gün geçtikçe kan kaybediyor. Tamamen tükenmez belki bloglar ama eskisi kadar internet dünyasında yer bulamaz kendisine diye düşünüyorum. İnsanların blog anlayışı değişiyor!. Artık sizin blogunuza özenle,uzunca,detayıyla  yazdığınız film tavsiyeleri içerikli yazılarınız yerine, "Hayatınızı değiştirecek 10 film" başlıklı madde madde listelenmiş,kısa açıklama ve bolca görsel kullanılmış yazıları okuyorlar. Çünkü kolayca ,kısa sürede tüketilebilir içerik insanlara daha çok cazip geliyor.

İnsanlar değişim istiyor. Vloglar,youtube kanalları, vinelar, son yıllarda açılmış onedio tarzı siteler insanların değişim ihtiyacını çoktan duymuş gibiler. Bu tip yeni gelişmeler, büyümesini sürdürecekler ve belkide çoğu blog yazarı bir vlogger olarak internet dünyasındaki hayatına böyle devam edecek, kim bilir ?


22 Aralık 2014 Pazartesi

Blogunuzla Bağınızı Koparmayın

Herkesin blog yazmaya başlama hikayesi farklı olabilir. Kimi bir heves için başlar, kimi içini dökmek için, kimi bir internet fenomeni olmak için, kimi de gelir elde etmek için. Blog yazmaya başlama sebebi ve hikayesi ne olursa olsun geldiğimiz nokta aslında aynıdır. Zamanla gelen ziyaretçiler, bırakılan yorumlar, alınan reklam teklifleri… Artık blogunuz sizin yanı başınızdan asla ayırmak istemeyeceğiniz bir oyuncağınız hatta bir çocuğunuzdur. Her an ziyaret emek, yorumları kontrol etmek, sosyal medya hesaplarını güncellemek, maillere cevap vermek istersiniz.

Yıllar önce bunları yapmak için bir laptop ve internet bağlantısı gerekirken artık cebimizde taşıyabildiğimiz akıllı telefonlarla blogumuzla her an birlikte olabiliyoruz. Bu yüzden her bloggerın bir akıllı telefonu olması gerektiğini düşünüyorum. Akıllı telefonu olmayanlar ve yenilemek isteyenler için de ekonomik, şık ve işlevsel bir cihaz önermek istiyorum.

Vestel Venus 5.0 X ile Blogunuzla Bağınızı Koparmayın



Sizlere tanıtmak istediğim Vestel Venus 5.0 X tamamen yerli üretim ve A Design Award & Competition, Plus X Award gibi prestijli tasarım yarışmalarında kendi kategorisinde ödüller almış bir ürün.

5.0 X TEL

Vestel Venus 5.0 X’in yerli üretim olduğundan bahsetmiştim yukarda. Yerli üretim olmasının etkilerini melodilerde, temalarda ve içeriklerde rahatlıkla görebiliyorsunuz. Örneğin Türkiye’nin 7 bölgesini temsil eden yöresel ezgilerden birini melodi olarak seçebilir, sadece Venus telefonlar için hazırlanmış Mevlevi ve Terapi temalarını kullanabilir, ihtiyacınıza göre “Sürüş Modu, Uyku Modu, Çocuk Modu ve Toplantı Modu”  gibi modlar arasında kolayca geçiş yaparak kullanım kolaylığını üst boyutlara taşıyabilirsiniz.

Gelelim en çok merak ettiğiniz konulardan biri olan fiyat konusuna. Akıllı telefonlara binlerce lira verilmesi taraftarı değilim. Venus 5.0 X’i önermemdeki en büyük etkenlerden biri de fiyat/performans oranı. Bu kadar özelliğe ve performansa rağmen 649 TL fiyat gerçekten çok cazip. Venus 5.0 X’e Vestel mağazalarından, Vestel’in Vestel e-mağazasından ve Turkcell İletişim Merkezleri’nden kolayca ulaşabilirsiniz.

Yukarıda Venus 5.0 X’in fiyatının özellikleri ve performansı fazlasıyla karşıladığnı yazdım. Dilerseniz 649 TL’ye nasıl bir akıllı telefon sahibi olacağınızdan bahsedeyim.

Vestel Venus 5.0 X’in Özellikleri

  • Siyah veya beyaz renk seçeneği ve 5.0 inç ekran boyutu.
  • 540x960 ekran çözünürlüğü ve yüksek görüntü kalitesi.
  • 8 MP arka, 2 MP ön kamerası. Üstelik hiç bir uygulamaya gerek duymadan uygulayabileceğiniz efektler ve ayarlarla QR kod okuyucu da mevcut.
  • Android 4.3 işletim sistemi ve Dört çekirdekli, 1.2GHz Qualcomm Snapdragon 200 işlemci ile yükek performans.
  • Rahatlıkla her türlü uygulama ve oyunu çalıştırmanızı sağlayacak 1GB RAM ve 8GB ROM bellek.
  • Micro SD ile belleği 32 GB’a kadar çıkarabilme imkanı.
  • Micro USB girişi sayesinde farklı cihazlarda bağlantı kurma imkanı.
  • !!! Akıllı telefonlarda en büyük sorunun çabuk şarj bitmesini olduğunu bilirsiniz. Fakat Venus 5.0 X’in fazla güç tüketmeyen Snapdragon çipseti ve pil ömrü optimizasyonuna sahip olması sayesinde enerji tasarrufu sağlanıyor. Böylece cihaz, 1 tam gün boyunca rahatlıkla kullanılabiliyor.
  • Son olarak Vestel’in kendi uygulama ve hizmetlerinden bahsetmek istiyorum. Venus 5.0 X’in içindeki uygulamalardan Smart Remote ile telefonunuzu Vestel Smart TV kumandası olarak kullanabilir, faydalı ve eğlenceli bilgiler içeren Vestel Takvim uygulaması ile çeşitli sürpriz hediyeler kazanabilir, Smart Center uygulaması ile telefonunuzdaki resim, video ve müziklerinizi Vestel Smart TV’ye aktarabilirsiniz.
  • Ayrıca Vestel Cloud servisi ile 10 GB‘lık depolama alanı Venus Akıllı Telefon kullanıcıları için 2 yıl boyunca ücretsiz olarak sunuluyor.
  • !!! Venus 5.0 X’in Bluetooth ve GPS desteğinin yanında Wi-Fi ve 3G ile internete bağlanma imkanı mevcut. Ancak görüntülü konuşma ile ilgili yanlış bilinen bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Görüntülü konuşma bir telefon özelliği değildir. Telefonlara yüklenen Skype, Tango, Viber gibi uygulamalar aracılığıyla yapılır. Tüm bu uygulamaları Venus 5.0X’in içindeki Google Play’den ücretsiz indirebilirsiniz.

Ne dersiniz? Bu özelliklere bu fiyat sizce de çok cazip değil mi? Blogundan ayrı kalmak, bağını koparmak istemeyen bloggerlar için oldukça uygun bir akıllı telefon Vestel Venus 5.0 X. Akıllı telefon almak isteyenlerin mutlaka inceleyip değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Blog Blogger İçin Midir Halk İçin Mi?

Öncelikle bu satırların yazarının Blog aleminde henüz çok yeni olduğunu söyleyerek başlamakta fayda var. Belki sizin de onlardan biri olduğunuz, her gün hemen hemen her yerde karşınıza çıkan tecrübeli “blogger” lardan değilim. Henüz birkaç ay önce açtığım, vakit buldukça ve elimden geldiğince özgün içeriklerle beslemeye çalıştığım liveaplus.com da, şu anda okuduğunuz Bloghocam veya benzeri uzun soluklu ve kaliteli bloglardan biri değil. İşin çok başındayım, acemisiyim anlayacağınız.

Bir işin acemisi olmak, üzerinde taşıdığı bir çok dezavantajın yanında çok da önemli bir avantaja sahip olmak demektir. Bir alemin içinde “acemi” olarak bulunurken, henüz o alemin bir parçası olmadığınız için aynı anda da dışarıdan nasıl göründüğünü bilirsiniz. Bu sayede objektif olabilir, henüz kazanmadığınız tecrübeden dolayı işinizi, o işi yapmayanların gözüyle görebilirsiniz.

Ben de blog yazmaya çalıştığım bu kısa zaman içerisinde gördüklerimi, bu yolculukta şu ana kadar yaşadıklarımı, hala işin acemisi olmanın avantajını kaybetmeden kelimelere dökmek istedim ve bunu da siz Bloghocam takipçileriyle paylaşmanın güzel olacağını düşündüm. Teknik konularda ahkam kesmek henüz haddime değil. Bu yazıda daha farklı sularda gezineceğiz.

Blog yazmak ve blog sayfası/sitesi yönetmek konularında çok fazla bilgi eksikliğim var. Bu yüzden bu konuda bulduğum her yazıyı, kaynağı okumaya çalışıyorum. Bloghocam da düzeyli ve doyurucu içeriği ile en sık başvurduğum kaynaklardan biri.

Okuduğum bu yazılardan gerçekten çok fazla ve değerli bilgiler edindim. Olumlu ve olumsuz anlamda değerli bilgiler.

blog

Gördüm ki herkesin blog yazmak için farklı sebepleri var. Takip ettiğim bunca yazıdaki tavsiyeler içinde bu konuda bahsedilen en yaygın sebep para ya da benzeri maddi çıkarlar kazanmak. Görünen o ki günümüz dünyasının en büyük trend ve aynı zamanda yanılgılarından biri olan “kısa sürede kazanmak” beklentisi aynı zamanda blog yazmaya karar vermekteki en büyük sebeplerden biri. Sosyal medyayı, gündemi ve günceli takip eden ortalama bir okur kısa süre içerisinde popülerleşen, meşhur olan, reklamlarda, filmlerde, dizilerde oynamaya başlayan, kitaplar yazan, çok satan gazetelerde köşe sahibi olan blogger’ları gördükçe bu işin kolay yoldan para ve ün kazanmak için geçerli bir yol olduğu fikrine kapılabiliyor. Tahmin ediyorum ki şöyle başlıyor olay: “Abi çevrem geniş, arkadaşlarım, arkadaşlarına yaysa, onlar kendi arkadaşlarına yaysa sonrası çorap söküğü gibi gelir. Kalemim zaten çok sağlam. Kısa sürede sayfaya reklam alırım. Sonra bir gazetede haber olsam, -ki bunu sağlayacak arkadaşlarım da var- oldu bitti. Ne kadar kolay değil mi? Mısır patlatmak gibi. Birkaç mısır tanesi patlayana kadar biraz beklersin. Sonrası patır patır kendiliğinden gelir.

Bu fikre nereden mi kapıldım? Şu ana kadar sayfamı nasıl geliştirebileceğimi öğrenmek için yaptığım araştırmalar sırasında en çok rastladığım makale konuları şöyle:

- Nasıl kolay yoldan reklam alınır?
- Nasıl kolay yoldan takipçi arttırılır?
- Nasıl kolay yoldan para kazanılır?
- Blog yazarak kolay yoldan para niçin kazanılmaz?
- Blog yazarak parak kazanmak için neler yapmak gerekir?

vb, vb.

İşin ilginç tarafı, itibar edilebilecek ve gerçekçi yanıtların büyük bölümünde yukarıdaki sorulara verilen tek cevap aşağı yukarı aynı: Sabır, sabır, sabır.
Genellikle şöyle başlıyor tüm yazılar: Blog yazarak kısa yoldan para kazanmak mümkün değildir.

Bu görüşe ben de katılıyorum. Göz önündeki başarılı örneklerin bir çoğu bu işin henüz yeni olduğu dönemlerde başlayıp yıllarca emek harcamış, bloglarını, kendilerinde var olan cevheri geniş kitlelere ulaştırmak için yeni bir mecra olarak başarı ile kullanmış ve henüz bu alanda çok fazla oyuncu olmadığı dönemde diğer sıradan örneklerin arasından kolaylıkla sıyrılmışlardan oluşuyor. Yani, sahada oyuncu azken kalitelileri kolaylıkla parlayarak diğerlerinden ayrılabiliyorlardı. Ancak şu anda durum böyle değil. Çok fazla blogger ve çok fazla blog var. Ve bu karmaşada diğerlerinden farklılaşmak artık o kadar da kolay olmasa gerek.

Bu durum sadece blog yazmak ile ilgili bir durum da değil zaten. Tüketim dünyasında yaşıyoruz ve birşeyleri tüketmek artık günün bir gereği. 90’ların sonu ve 2000’lerin başındaki “dot-com bubble” da benzer bir dönemin farklı biçimde yaşanmasından başka birşey değildi. Bir anda popülerleşen bir mecra, barındırdığı kanallar hızla artarken, yerini dolduran başka bir rakip mecranın ortaya çıkması ile popülerliğini aynı hızla yitirebiliyor.

Bu yüzdendir ki blog yazarken kalıcı olabilmek için en önemli gereksinim “Sabır”. Bir yandan sabrederek hızlı bir başarı beklememek gerekirken, diğer yandan da içeriğin önemini göz ardı etmeden üretmek gerekiyor. Yine okuduğum makalelerden gördüğüm kadarıyla, Bloglar ile ilgili bir yazı hazırlıyorsanız, mutlaka kullanmak gereken bir söylem daha var:  “content is king” yani “içerik kraldır” (böylece biz de bu yazımızda bu vecibeyi yerine getirmiş olduk).  Bu tam bir klişe. Ancak aynı oranda da gerçekçi bir söylem. Ormandaki en sağlıklı, en gürbüz, en parlak yapraklı ağaçlardan olmak lazım ki kuraklık geldiğinde ya da fırtına çıktığında ayakta kalabilesiniz. Bu yüzden yılmadan, usanmadan özgün içerik üretmek ve üretmeye devam etmek şart.
 
Sabır ve içerik, uzun zamandır bu işi yapanların süzgecinden geçerek yeni başlayanlara ilettikleri en değerli ve ortak iki tavsiye. Peki yeni bir blogger’ı bu işe iten yegane motivasyon para kazanmak ya da ünlü olmak mıdır? Bence değil. En azından benim için değil.
 
Beni bu zor ve uzun yolculuğa sürükleyen şey “kazanmak için üretmek” değil, "ürettiğim için paylaşmak” isteği oldu.
 
Çok uzun soluklu ve başarılı örnekler olmamasına rağmen bir süre amatörce öykü yazdım. “Yazmak” eylemi keyif verdikçe kafamdaki düşünceleri, öğrendiklerimi, beğendiklerimi yazıya dökme isteği beni içten içe kemirmeye başladı. Bunların kalıcı olabilmesi için “blog” iyi bir alternatif olarak göründü ve başladım. Başlangıçta “kendim için yazıyorum, okunmasam da olur” şeklinde düşünsem de, bloga yazı ekledikçe, okunuyor olmanın, yazmak kadar değerli olduğunu gördüm.

Sayfam şu anda çok kısıtlı bir kitleye hitap ediyor. Ancak birinci ve ikinci kuralı unutmuyorum. İçeriğim yeterince iyi ise zamanla daha çok okunacağını düşünüyorum. Bunu zaman gösterecek. Şu anda bana düşen, özel hayatımda bir yolunu bulup fırsatlar yaratarak kaliteli, en azından benim okuduğumda keyif alacağım içeriklerle sayfamı beslemek ve sonrasında beklemek.

Blogumu yayına aldığımdan beri geçen kısa süre içerisinde  beklediğim kadar olmasa da yakın çevremden bazı eleştiriler de aldım. En sık karşılaştığım eleştiri “yazıların çok uzun” şeklinde oldu. Doğrudur, uzun yazılar yazdım. Ancak, blogun orada olma sebebi “yazma isteği” olduğu için bu kaçınılmaz. Yazılarım uzun çünkü yazmak istiyorum. Bu kadar basit. Ancak uzun yazılar, yazanın taşıdığı motivasyonu okuyana aktaramıyor. Yukarıda da bahsettik, zaman tüketim zamanı. Zaman hız zamanı. Okuyucu da daha kısa sürede daha çok şey okumak istiyor. Bu yüzden “uzun yazı” çok da çekici gelmiyor. Buna bir orta yol bulmak gerektiğini görüyorum. (yılma okuyucu… evet bu yazı da gittikçe uzuyor biliyorum, ama lütfen yılma. buraya kadar geldiysen kalanını da okuyabilirsin, haydi gayret)
Araştırmalarımda gözlemlediğim bir başka tavsiye, bir blog içinde yer alan yazıların yelpazesini fazla geniş tutmamak gerektiği yönünde. Her konuda yazmak, her konuyu biliyor gibi görünmek olarak algılanabilirmiş. Bu da okuyucunun gözünde “samimiyetsiz” bir algı yaratmasına sebep olabilirmiş. Bir nevi hıncaluluçvari bir şekilde her konuda ahkam kesmemek gerekirmiş.
 
Saygı duyarım, ancak tam katılmıyorum. Yazılarımın amacı, ilgi alanıma giren konuları başkaları ile paylaşmak. Bu paylaşımların uzun vadeli olması için de mümkün olduğunca güncelden uzak kalarak, kalıcı ve “zamansız" yazılar olması, 5 yıl, 10 yıl sonra bile okunsa aynı tazeliği koruyor olabilmesi için gayret gösteriyorum. Bu amaçla öncelikle bildiklerimi yazarak başladım. Ancak, ilgi alanıma giren konular, bilmediğim bir çok detay da içeriyor. Bu sebeple araştırıyor, öğreniyorum. Yani yazmayı bir bakışla yeni bilgilere ulaşmak, yeni şeyler öğrenmek için bir araç olarak kullanıyorum. Ve burada herhangi bir samimiyetsizlik olduğuna inanmıyorum.

Samimiyet demişken, çevremden gelen bir başka eleştiriden de bahsederek yavaş yavaş yazıyı bağlayalım. Her yiğidin yoğurdu farklı yemesinde olduğu gibi, her blogger’ın tarzı farklı. Her blogun da rengi farklı. Görebildiğim kadarıyla çok samimi, okuyucusuyla çok içli dışlı, mizah tonunu oldukça üst seviyede tutarak yazan bloggerlar da var, TV’de bir siyasi programa konuşmacı olarak çıkmışçasına resmi yazanlar da. Hepsine saygım sonsuz. Tarz, tarzdır. Ancak, yazdığım yazılarda kullandığım dile dikkat etmeye çalışıyorum. Türkçe bilgim ortaöğrenimim sırasında öğrendiklerimden aklımda kalanlar kadar. Bazı hatalar yapıyorum ki bu çok normal. Elimden geldiğince bunu azaltmaya çalışıyorum. Ancak yazarken kullanılan dilin, okuyucuya olan saygı seviyesini bozmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani, günlük dil kullanmak, okuyucu ile samimi olmak adına Türkçe’nin temel kurallarının bile yok sayılarak yazılmasını doğru bulmuyorum. Samimiyet adına Türkçe’yi bozmak yanlış bence.

Son olarak madalyonun bir de diğer tarafına göz atmak istiyorum. Olaya tam ters yönden bakarsak, okuyucunun da bazı sorumlulukları mevcut. Bu yolda tecrübe kazanmaya çalışan tüm blogger’ların mutlaka bir geri bildirime ihtiyaçları vardır. Okuyucu, takip ettiği bloglar ve okuduğu yazılar hakkında samimi (bu “samimiyet" yine çıktı karşımıza), objektif ve mümkün olduğu kadar detaylı yorumlarını direk olarak yazara iletmelidir. Bu sayede yazarın hem hatalarını hem de okuyucu beklentilerini anlaması ve kendisini geliştirmesinin mümkün olacağı gerçeği akılda tutulmalıdır.
 
Yazının başlığına geri dönerek bitirmek gerekirse, blog yazmak blogger’ın hem kendisine hem de okuyucusuna bir borç ödemesi olarak algılanmalıdır. Blogger hem kendi yazma isteğine hem de okuyucunun okuma arzusuna karşı sorumluluk taşımalıdır. Yani blog hem blogger içindir hem de halk için.


20 Aralık 2014 Cumartesi

Grup Yorum - Hakikat Savaşcısı



Grup Yorum tarafından Engin CEBER için yazılmış bir ezgi. Engin'in devrimci mücadelesini anlatan 9 dakikalık bir video. Hakikat Savaşcısı Engin.

Yanar Al Karanfiller Enginlere Sığmazlar, Öfkesi bir dağ olur, Zincir vursan neyler ?

Halkın Elleri - Grup Yorum



Grup Yorumun harika bir Yorumu.. Halkın Elleri..


Büyüktür halkın elleri sımsıcak elleri
Uzanır kör hücreye sarar yaralı bedeni
Yazılsın bir kez daha
Tarihin ak sayfasına
Kavga derde deva için
Birimiz hepimiz için
Hepimiz birimiz için
Büyüktür halkın elleri kenetli elleri
Alır duvarın ardından yalnız koymaz Güler'ini
Yazılsın bir kez daha
Tarihin ak sayfasına
Kavga derde deva için
Birimiz hepimiz için
Hepimiz birimiz için
Büyüktür halkın elleri öfkeli elleri
Vurur gecesini namerdin adı olur adaletin
Yazılsın bir kez daha
Tarihin ak sayfasına
Kavga derde deva için
Birimiz hepimiz için
Hepimiz birimiz için

Hasret Gültekin - Bir İnsan Ömrünü Neye Vermeli





Bir İnsan Ömrünü Neye Vermeli

Bir insan ömrünü neye vermeli
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yolda kalan da bir yürüyen de bir
Harcanıp gidiyor ömür dediğin

Yüreğim ürperir kapı çalınsa
Esleyen yelimden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta
Savrulup gidiyor ömür dediğin

Dışı eli yakar içi de seni
Sona eklenmeli sözün incesi
Ayrılık gününü kör dereleri
Bölünüp gidiyor nehir dediğin

Bir insan ömrünü neye vermeli
Para mı onur mu taş dikenli yol
Ağacın köküne inmek mi yoksa
Çırpınıp duruyor yaprak dediğin

Sözlerini Zülfi LİVANELİ'nin yazmış olduğu, Hasret GÜLTEKİN'in seslendirdiği harika bir türkü. Bir iki gündür dilime dolandığı için paylaşmak istedim. İnsan ömrünü neye vermeli?

26 Ekim 2014 Pazar

İş dünyasında yeni tanıştığınız kişilerle olan diyaloglarınızda yer almaması gereken cümleler

İş dünyasında yeni tanıştığınız kişilerle olan diyaloglarınızda yer almaması gereken cümleler

İş hayatında, birlikte iş yaptığınız kişilerle olduğu kadar, ilk kez tanışacağınız kişilerle de belli kurallar çerçevesinde ilişki kurmak gerekir. İş dünyası ne zannedildiği kadar soğuk ve ciddi ne de arkadaş ortamı kadar samimi bir alandır. Bu nedenle ilişkiler de bıçak sırtı dengelerde ilerler. Bu dengeleri kurmak için işinizi yaparken olduğu kadar insan ilişkilerinde de bir profesyonel olmanız gerekmektedir.
İş hayatında ilişkilerin belli bir seviyede tutulması gerektiğine dair düşüncenin, şirket kültürü olarak yerleşmiş olması da önemli bir ayrıntıdır. Eğer şirket olarak bir toplantıda yeni bağlantılar kurmak istiyorsanız, işte bu toplantılarda yeni tanıştığınız kişilerlerle olan diyaloglarınızda yer almaması gereken cümleler…

“Ne kadar kazanıyorsunuz?”

Bu konunun, arkadaşlar arasında dahi çok samimi bir ortam olmadıkça konuşulmaması gereken, oldukça şahsi bir konu olduğunu unutmayın. Bu diyalog karşınızdaki kişiyle yarışıyor gibi görünmenize de neden olabilir. Birlikte iş yapmayı düşündüğünüz kişide, parayla ilgili sorunlarınız olduğu algısı dahi oluşturabilir.

“İnançlı mısınız?”

İş yapacağınız kişinin ne sıklıkla ibadet ettiği veya hangi inanca mensup olduğu da değinilmemesi gereken hassas konular arasında yer alır. Unutmayın ki işletmenizi büyütmek/daha da büyütmek gibi hedefleriniz varsa, çok farklı milletlerden, çok çeşitli dil, din, ırk, mezheplerden insanlarla çalışacaksınız demektir.
Bu noktada, çalıştığınız kişilerin insan olduğunu ve kimsenin dini görüşüne bu noktada karışılmaması gerektiğini, her şeyden önce bunun zaten kimseyi ilgilendirmediğini unutmamak gerekiyor.

“Kısa bir süre sonra boşanıyorum”

Özel hayatınızdaki ilişkilerinize dair detaylar ve bu detayların daha da açılarak artık tanışmanızın amacı buymuş gibi uzaması, insanların sizi özel hayatında sorunlar yaşayan biri şeklinde algılamasına neden olabilir.

“Hamile misiniz? Tebrikler”

İş hayatının erkeklerden ibaret olmadığı aşikar. Profesyonel ortamlarda kadınların hassas olduğu kilo ve yaş gibi konularda diyolaga girmemek de dikkat edilmesi gereken noktalar arasında yer alıyor.
Özellikle yeni tanıştığınız bir kadına kiloları ve kıyafeti nedeniyle, hamile olduğunu düşündüğünüzü belli ederseniz ve hamile olmadığını öğrenirseniz bunun geri dönüşü maalesef olmaz. Bu nedenle kendinizi kesinlikle bir şey için onu kutlamak zorunda hissediyorsanız, başarıları için kutlamanız daha doğru olur.

21 Ekim 2014 Salı

Topuk dikeni nedir ?

Topuk dikeni nedir ?

Büyük bir sağlık problemi olan topuk dikeni, kişinin farkında olmamasının sayesinde ilerleyerek daha büyük sağlık sorunlarına neden olabilmektedir çoğu zaman. Farkına varılır varılmaz tedavi edilmemesi şekil bozuklarına, yaşam kalitesinin düşmesi gibi bir çok önemli sorunlar karşı karşıya kalmanıza neden olabilir.
Topuk dikeni ayakta bulunan kasların düzenli olarak çalışmaması durumuna verilen isimdir. Ayaktaki kasın esnekliğini bir şekilde yitirmesi ve buna bağlı olarak hareket fonksiyonun kısıtlanması durumunda sancılı bir ağrıya sebebiyet verir. Kilo problemi olanlarda, yanlış ayakkabı tercihlerinde çoğu zaman kendini gösterir. En açık belirtisi ise ayak tabanında meydana gelen ağrıdır.
Fark edildiği taktirde aciliyetli olarak uzman bir doktor kontrolünde tedavi alınmalıdır. Fizik tedavi yöntemleri ve ayakkabı tercihleri ile giderilebilen bu sorun günümüzde en yaygın olarak görülen ayak hastalıkları arasında yer almaktadır.

6 Ekim 2014 Pazartesi

Ojenin Bozulması Nasıl Önlenir?

Ojenin Bozulması Nasıl Önlenir?

Neredeyse bütün kadınlar oje sürmeyi severler. Saatler sürebilen bu işlemin en keyifli olan yanı ise sürmüş olduğunuz ojenin kuruduktan sonra olan görüntüsünü izlemektedir.Ancak Bazen ojeler kendine bozulur ve ya kurur.Peki,ojeni bozulmaması için neler yapmalıyız ?
Kullandığımız ojelerimizin çok soğuk ve ya çok sıcak ortamlara bırakmayınız. Kapaklarını kapalı tutunuz, emin olmak için sıkıcı kapatınız. Açık bıraktığımız zaman içinde olan maddelerin uçuşma özellikleri olduğu için katı olacaklardır. Bunun sonucu olarak da kullanılmaya uygun olamayacaktır. Ojelerimizi düzgün bir şekilde aldığımız zaman kenar kısımlarına bulaştırmadığımız taktirde ağzını, kenarlarını temizlemesseniz de olabilir. Zaten kapağı her zaman içinde duracağı için gelişmiş bir şekilde kapandığı zaman kullanıma uygun hale gelmektedir.
Ojeyi buzdolabında saklamak ojemizin dayanıklılığı açısından zararlı olacaktır. Örnek olarak ojeyi buzdolabında bir yıl saklarsanız bir yıl sonra ojeyi kullanamazsınız. O yüzden kullanım sıklığı ile orantılıdır. Ojenin kullanım sıklığı ne kadar zamanda tüketebileceğinizle ilgilidir. Bu yüzden uzun süre saklanmamış,taze oje kullanmak her zaman çok daha iyi bir görüntüye ve daha dayanıklı ojeler elde etmeye yardım sağlamaktadır.

28 Eylül 2014 Pazar

Bayramda Hava Durumu Nasıl Olacak?

Bayramda Hava Durumu Nasıl Olacak?

884861_detay

Kurban Bayramına sayılı günlerimiz kalmıştır. Bu sene Kurban Bayramı Sonbahar mevsinime denk gelmiştir. Hal böyle olunca tabi tatil hazırlıkları yapan kişiler kurban bayramı hava durumu nasıl olacak gibi soruları merak etmektedir. Özellikle nüfusu bakımından kurban bayramı ankara hava durumuistanbul hava durumuizmir hava durumu gibi soruların cevabını aşağıda sizlerle paylaştık.
Son zamanlarda yağan yağmurlar ile hayvan pazarlarındaki çiftçileri madur etti. Yağan yağmurlar hayvanları ile aynı çadırda hayat mücadelesi veren hayvan satıcılar oldukça zorlanmıştır. Buda aklımıza ilk gelen soru Bayramda hava nasıl olacaktır. Bayram gezmeleri yapabilirmiyiz. Bayram ile yağmurda yoğun yağarsa trafik çekilmez hale gelir ilk düşünülen konu budur Bayramda kulaklar gözler metorolojide olacak? Tüm yurt genelinde hava durumları nasıl olacak? Kurban Bayramda yağmur yağacak mı ? İl il ayrı ayrı hava durumunu öğrenebilmek için site site gezmenize gerek yoktur. Bizler kizkiza.org ekibi olarak sizlere bayramda tahminlere göre olacak hava durumlarını aşağıda belirtiyoruz. Tüm yurt genelinde hava durumlarını bizden öğrenebileceksiniz.
işte bu web sitesinden tüm hava durumlarını öğrenebilirsiniz : http://kizkiza.org/bayramda-hava-durumu-nasil-olacak/

3 Eylül 2014 Çarşamba

Wordpress Portal,Magazin Teması - Pressimo - Türkçe






WordPress blog magazin, özel haber, portal ya da teknoloji sitesi projeleriniz için ideal bir ücretsiz tema tanıtacağız sizlere. Benzer ücretsiz temalar sunan MagPress tarafından yayınlanan temanın kendine ait yöneti paneli, sosyal medya hesapları, reklam alanları, logo düzenleme , manşet alanı gibi fonksiyonları mevcuttur.

 Örneğin seo konusunda kendinize özgü makaleler yayınlamak isterseniz, google adsense reklamları için kuvvetli alanları bulunan Pressimo temasını webmasterlara sunabilir, görüntü kalitesiyle kalitenizi kanıtlayabilirsiniz.

PRESSİMO WP TEMASI KURULUM VE KULLANIMI   
Tema dosyasını wp-content/themes klasörüne atınız ve etkinleştiriniz. (Temanız hazır) Yönetim panelinde Görünüm/Theme Options kısmına gelerek logo , sosyal medya hesapları , manşet bölümü (“enable” seçeneği ile aktif ediniz) ve diğer ayarlara müdahale edebilirsiniz.

 Tema Özellikleri 
- Tema seçenekleri Logo ve sevdiğim simgesi yüklenenler
- Sosyal paylaşım düğmeleri Dahili
- 600 + Google Web Fontları seçim
- Navigasyon, bağlantıları ve altbilgi için Sınırsız Renk Seçenekleri
- Öne Slider * Kapatmak veya olabilir
- Kenar çubuğunuzda 6 Banner reklamlar yerleştirme
- Google ya da kenar çubuğu, sonrası döngü ve tek yazılan herhangi bir embed kodu advertisment - WordPress Dahili vuruşu Görüntüler.
- Yerelleştirme Ready (dil klasörünün içindeki mo ve po dosyası)

Temayı Tamamen Ben Türkçeleştirdim

21 Ağustos 2014 Perşembe

3 Adet Yüksek Kaliteli Ücretsiz Blogger Teması

Merhaba,arkadaşlar sizlere uzun zamandır blogger tema paylaşımı yapmıyordum. İstek geliyordu bende birazcık araştırdım yabancı sitelere baktım orlardan güzel temalar aradım çok beğendiğim temalar var ama sizlere 3 tanesini paylaşıcam bu 3 tema benim en çok beğendiğim temalardır size link vericeğim yabancı soratemplates gibi sitelerden sizde tema bulabilirsiniz.

Tabi bu temalar türkçe değil, ama bildiğiniz gibi bloggerde türkçeye çevirmek kolay en fazla 30 dakika yada 1 saatinizi alır. Eğer türkçeye çevirmede zorlanıyorsanız bana ulaşabilirsiniz.


Metro Classic Responsive Blogger Template

blogger tema


Brand Mag UX Responsive Blogger Template

blogger tema

Red Hood Portfolio Blogger Template

blogger tema

20 Ağustos 2014 Çarşamba

İnternetten Para Kazanma Yalanı ve Gerçeği

İnternetten Para Kazanma Yalanı ve Gerçeği

para kazanma

Merhaba,arkadaşlar bu makalemizde sizlerle internetten gerçek para nasıl kazanılır ve para kazanma yalanlarını konuşacağız.

Öncelikle şunu söylemeliyim internetten para kazanmak kolay olsaydı o kadar insan dışarıda inşaatlarda tuğla taşımazdı. İnternetten para kazanmanında bir emeği var.

İlk önce yalanlarıyla başlıyacağım kendimde tecrübe edindim 2 yıldır bu işlerdeyim "Anket Doldur Para Kazan" , "Reklamlara Tıkla Para Kazan" ve benzeri başlıklar yalandır demiyorum tam aksine doğrudur çoğu anket doldurup ve reklamlara tıklayıp para veren siteler var.Mesela ben ClixSense`ye üye oldum ordan 6 günde 0.009 Dolar kazandım günde yaklaşık 15 dakika uğraştım yani kesinlikle boşa emektir anket siteleride aynı orantıdadır.

Gerçeğine gelirsek, bu iş biraz daha emek ister önce benim kullandığım ve büyük paralar aldığım firmalardan başlıyıcam;

1- ClickBank
2- Youtube Adsense

Bu sitelerden para aldım en çok para kazandıran ClickBank`tır;
ClickBank, bir satış ortaklığı sitesidir. Benim nasıl kazandığımı anlatıyım size ilke önce yükselmekte olan bir ürün aradım 2,3 gün araştırma yaptım, sonra referans linkimi aldım ve Google Adwords`e reklam verdim ilk etapta 40 TL yatırdım ve gerekli reklam ayarlarını yaptım. 2 gün sonra ClickBank hesabımda 500-600 dolar biriktirdim gelecek zamanlar tabiki de arttı.

2. Olarak Youtube Adsense`dir
Youtube Adsense, evet çoğu kişinin bildiği adsense den kazandım ama sitede şansım yoktu. Adsense sitemi kabul etmedi. Youtube`de hesap açtım ordan gönderdim kabul edildi 2,3 tutulmuş video vardı. Bırazcık hesabı bıraktım kendi haline o videolardan tıklanmalar geldi. Ben oysaki ilkten kim youtubeki reklamlara tıklar ki diye çok düşünürdüm ama burdanda iyi paralar kazandım.

Evet,arkadaşlar durum böyle ama daha milyonlarca gerçek para kazanabileceğiniz site vardır. Ben sadece kendim kazandığım siteleri size anlattım.

İyi Günler

18 Ağustos 2014 Pazartesi

TeamViewer Quicksuport v9.0.19 (Android TeamViewer)

teamviewer


Bilgisayarda Kulanmaya Alıştığımız Teamvier Artık Her Androidli telefonda Kullanılacak Uzaktan kontrol amaçla ve birçokta amaçla kullanılan Teamvier Gerçekten Yararlı bir programdır.

yükle


Hill Climb Racing v1.17.1 Apk İndir

hill climb

Hill Climb Racing`in Beklenen Sürümü Geldi Artık Yeni Sürümle Birlikte Yeni Araç Ve Yeni yolda eklenmiştir.Android: 2.3 Üzeridir bütün androidler kaldıracak durumdadır.

yükle

iBira - iBeer Android İndir

iBira

Android için Bira İçme Programıdır. Telefonda, Telefonunuz Bardak ve İçinde Bira doluymuş Gibi İçme Simulatorudur. Bütün Android Tüm Sürümlerde Çalışmaktadır.

yükle

9 MB

17 Ağustos 2014 Pazar

Truck Simulator 3D Android İndir

truck

Truck Simulator 3D v2.6

Android için bana sorarsanız güzel bir oyundur. Oyundan fazla kalite bekleyemeyiz çünkü oyun android 2.2 ve üzeridir yani her telefon rahat rahat kaldırabilir orta düzeydedir. Oyunda 40 Seviye vardır. Gece ve Gündüz vaktinde sürüşler vardır fazla uzatmadan linke geçelim.

yükle
16 MB

5 Ocak 2014 Pazar

Nokia Asha 501 Akıllı Telefon İncelemesi

nokia asha
Merhaba arkadaşlar bu Yazıda ise Nokia'nın ürettiği 

Nokia Asha 501

 Akıllı Telefon İncelemesi yapacağız...

Telefon Çıkış Tarihi ; YAKINDA.
Alt Yapı ; JAVA.-Android Eklenmemiştir.




İnceleme Videosu ; 



Birkaç Fotoğraf  Ve Tanımları ;

1.Fotoğrafta'da gördüğümüz gibi standart boyutlarda ve Birçok renkte üretilmiştir.
nokia asha
2.Çoğu akıllı telefonlarda olan Android sistemi Malesef yok.

nokia asha

3.Telefon inceliği çok cazip deyil yani biraz kalın ve ağırlığı yaklaşık 98,2g
Nokia Asha
4.Telefonun ekran ölçüleri (boyutları) ise yaklaşık ; 40 x 320 piksel 3.0 inç'tir.
Nokia Asha

3 Ocak 2014 Cuma

Peygamberimizin Güzel Ahlakıyla İlgili 40 Hadis

gül

İçinde yaşadığı cemiyete faydalı bir insan olmanın temel şartı, güzel ahlâka sahip olmaktır.

İslâm alimleri, güzel ahlâkı, "Güler yüzlü, kalp kırmaz, kimseyle münâkaşa etmez, Müslümanlara kötü zanda bulunmaz, cömert, din hizmetinde bulunur" diye tarif ettiler.

Güzel ahlâka sahip kişi, kendisiyle hoş geçinilen ve başkalarıyla hoş geçinen insandır.

Güzel ahlâka: "Ahlâk-ı Hamîde", "Ahlâk-ı Muhammediye", "Ahlâk-ı Cemîle" ve "Mekârim-i Ahlâk"diye isimler verilmiş.

Cenâb-ı Hak güzel ahlâkı ahiret saadetine lâyık kimselere ihsan eder.

Resûl-ü Zişan Efendimiz, güzel ahlâkın sonsuz hazinesi ve ahlâk-ı ilâhînin muazzam nümûnesidir. Şânında "HABİBİM, SEN EN GÜZEL AHLÂK ÜZERE YARATILDIN (S. Kalem 4) buyuruldu.

H.Ş’de: "Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim" buyuruldu.


Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.)'in güzel ahlakla ilgili ihyaül-middiin'den derlenmiş kırktan fazla hadisi şerif:

1-Muhakkak kişi güzel ahlâkı sâyesinde gündüz oruç tutan gece ibâdet eden derecesine yükselir.

2- Muhakkak kişi güzel ahlâkı sâyesinde gündüz oruç tutan gece ibâdet edenlerin derecesine ulaşır. (İhya C.2 S.47)

3- İnsanların cennete girmelerine en çok yardımcı olan takvâ (Allah korkusu) ve güzel ahlaktır. (İhyâ C. 2 S. 391)

4- Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim. (İhyâ C. 2 S. 392)

5- Mizana konulacak en ağır amel güzel huydur. (İhyâ C. 2 S. 392)

6-Meclisime en yakın olanınız, ahlakı en güzel olan ve etrafındakilerle hoş geçinendir. Onlar herkesi sever, herkes de onları sever. (İhyâ C. 2 S. 393)

7- Mü’min sever ve sevilir, sevip sevmeyen (hoş geçinmeyen ve kendisiyle geçinilmeyen) insanda hayır yoktur. (İhyâ C. 2 S. 394)

8-Allahü Teâlâ hayır murat ettiği kimseye iyi bir dost verir ki unuttuğu zaman hatırlatır, hatırlarsa yardım eder.(İhya C.2 S. 394)

9- Mizana ilk konacak amel güzel ahlak ve cömert-liktir. (İhya C. 3 S. 116)

10- Malınızla insanlara yardıma malınız yetmez; onla-rı güzel huyla hoşnut etmeye gayret edin. (İhya C. 3 S. 115)

11- Sirke balı bozduğu gibi kötü huy ameli bozar. (İhya C. 3 S. 117)

12- Allah’ım senden sıhhat, âfiyet ve güzel ahlâk iste-rim. (İhya C. 3 S. 118)

13- Güneş donmuş suyu erittiği gibi, güzel ahlâk da günâhları eritir. (İhya C. 3 S. 119)

14 Tedbir gibi akıl, güzel huy gibi asâlet olmaz. (İhya C. 3 S. 120)

15-Bir şey yapmak istediğinde sonunu düşün, şeriata uygunsa yap, değilse vazgeç. (İhya C. 3 S. 416)

16 Biri sende bulunan bir kusurla seni ayıpladığında, onda bulunanla da sen onu ayıplama! (İhya C. 3 S. 402)

17- Dünyada zulme uğrayanlar kıyâmette mutlaka felâha kavuşacaklar. (İhya C. 3 S. 409)

18- Allah için kardeşlik eden kimseye Allahü Teâlâ cennette hiç bir amelle ulaşamayacağı yüksek dereceye yükseltir. (İhya C.2 S. 393)

19-Allah için sevişen iki kişinin Allah indinde en sevimlisi kardeşini daha çok sevendir. (İhya C.2 S. 395)

20- İmanın en sağlam kulpu, Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir. (İhya C.2 S. 398)

21- Ruhlar bölüklere ayrılan askerler gibidir; havada karşılaşır ve koklaşarak anlaşırlar. (İhya C.2 S. 404)

22- İki mü’minin ruhu bir günlük yolda buluşur. Hal-buki bu âna kadar sâhiplerini görmemişlerdir. (İhya C.2 S. 405)

23- Allah’ım! Dünyanın mihnet ve meşakkatinden ve âhiret azâbından beni koru! (İhya C.2 S. 409)

24- Kişi dostunun dini (ahlâkı) üzeredir. Dostluk ede-ceğin kimseye dikkat et. (İhya C.2 S. 423)

25- Dikkat et! Allahü Teâlâ’nın yer yüzünde kapları var, onlar kalplerdir. Bu kapların Allah indinde en se-vimlisi (günâhlardan) temizlenmiş, (dinde) salâbetli, ve (kardeşlerine karşı) yumuşak olanıdır. (İhya C.2 S. 437)

26- Gördüğü iyilikleri gizleyip, kötülükleri teşhir eden kötü komşudan Allah’a sığının. (İhya C.2 S. 440)

27- Kötü söz ve edebiyat yapmak, nifaktan bir şûbe-dir. (İhya C.2 S. 440)

28- Sû-i zandan son derece sakının; Zira sû-i zan söz-lerin en yalanıdır. (İhya C.2 S. 441)

29- Kusur araştırmayın, sözünüzle kusur aramayın, ayrılmayın, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kul-ları kardeş olun! (İhya C.2 S. 442)

30- Din kardeşinin ayıplarını örten kimsenin Allahü Teâlâ dünya ve âhirette kusurlarını örter. (İhya C.2 S. 443)

31-Kardeşinle mücâdele etme! Onunla alay yapma! Ona verdiğin sözden dönme! (İhya C.2 S. 448)

32-Allahü Teâlâ’nın en çok buğzettiği, mücâdelede direnen kimsedir. (İhya C.1 S. 107)

33- Biriniz kardeşini sevdiğinde, sevgisini ona duyur-sun. (İhya C.2 S. 449)

34- Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Onu terk ve ihmal etmez. (İhya C.2 S. 450)

35- Ey Ebû Hüreyre! Komşunla güzel komşuluk et ki, Müslüman olasın; arkadaşınla iyi arkadaşlık yap ki, mü’min olasın. (İhya C.2 S. 451)

36- Mü’min Mü’minin aynasıdır. (İhya C.2 S. 452)

37- Âlimin yanılmasından sakının ve (yanıldığında) onunla münâsebeti kesmeyip düzelmesini bekleyin! (İhya C.2 S. 455)

38- Allahü Teâlâ’nın en kötü kulları, kovuculuk yapıp dost ve ahbapları birbirinden ayırandır. (İhya C.2 S. 457)

39- Sevdiğin kimseyi ölçülü sev, bir gün buğuz ettiğin biri olabilir, Buğuz ettiğin kimseye karşı da ihtiyatlı dav-ran; bir gün sevdiğin biri olabilir. (İhya C.2 S. 461)

40-Bir kimse kardeşinin gıyâbında duâ ettiğinde bir melek: “Allah sana da aynısını versin” der. (İhya C.2 S. 461)

Reklam Alanı

Metaltailaco

[Featured][recentbylabel2]

Rock & Metal

[Featuredl][recentbylabel2]
Bildirim
Bildirim özelliği güncelleme aşamasındadır.
Tamam